Boşanma Davası, Boşanma Sebepleri, Anlaşmalı Boşanma Davası

Boşanma davası, tarafların bireysel olarak alacağı bir karar olmaktan çıkıp toplum tarafından yönlendirilen bir süreç haline gelebilmektedir. Tıpkı evlilik kararının alınmasının bireysel bir konu olmaktan çıkarılıp bir toplum baskısına maruz bırakılması gibi. Boşanma davası açma kararı toplumumuzun bazı kesimleri tarafından anlayışla karşılanabildiği gibi geniş bir kısmı tarafından ise hoş karşılanmamaktadır. Ne yazık ki taraflardan biri, kanuni haklarını aramaya başladığı takdirde bu geniş kesim tarafından bazı yargılara maruz kalabilmektedir.  Ancak manasını kaybetmiş bir evliliğin devamı zaman ilerledikçe her iki tarafa ve varsa müşterek çocuklara da birçok yönden zarar verebilmektedir. Bilinmelidir ki boşanma davası açmak bir sürecin başlangıcı değildir. Buna açıklık getirmek gerekir ise boşanma davası açmaya karar vermiş çiftler arasında çoğu zaman duygusal ve ekonomik boşanma zaten gerçekleşmiş durumdadır.

Kanunda belirtilen boşanma sebepleri nelerdir?

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri ikiye ayrılmaktadır: Genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri.

Uygulamada boşanma davalarının çoğu genel boşanma sebebine dayandırılmaktadır. Aşağıda bu hususu ayrıca açıklayacağımız için öncelikle belli kanuni şartlara dayalı olarak açılabilen özel boşanma sebeplerine kısaca değinelim.

Boşanma Davası içim Özel boşanma sebepleri:

Özel boşanma sebepleri kanunda m.161 ile m.165 arasında düzenlenmiştir:

  1. Zina sebebiyle boşanma
  2. Hayata kast sebebiyle boşanma
  3. Pek kötü davranış sebebiyle boşanma
  4. Onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma
  5. Suç işleme sebebiyle boşanma
  6. Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma
  7. Terk sebebiyle boşanma
  8. Akıl hastalığı sebebiyle boşanma

Ancak önemle belirtmek gerekir ki saymış olduğumuz bu özel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılacak boşanma davalarında kanunda belirtilen ciddi delillerin bulunması (örneğin siz eşinizin bir başka kişi ile kucaklaşma, öpüşme gibi sadakatsizlik oluşturacak davranışları ispatlasanız bile bu durum kanunen zina kavramına girmez.) veya gerçekleşmesi gereken koşulların var olması gerekmektedir.

Bu özel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılacak olan boşanma davasında ayrıca genel boşanma sebebi olan evliliğin temelinden sarsılması hususuna da dayanılması gerekmektedir. Söz konusu özel boşanma sebebi oluşturan eylemler aynı zamanda genel boşanma sebebini de oluşturmaktadır. (Bu durumun tek istisnası terk sebebiyle boşanma davasıdır.) Boşanma davasında genel boşanma sebebine dayanılmadığı ve özel boşanma sebebinin gerekli delilleri veya şartları sağlanamadığı takdirde dava mevcut haliyle ret edilmektedir.

Boşanma Davası İçin Genel boşanma sebepleri:

Boşanma davasında genel boşanma sebeplerini, hangi davranışların evlilik birliğini temelinden sarstığını örnekler vererek açıklayalım.

Türk Medeni Kanunu m.166’da genel boşanma sebebini, “tarafların ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olması” olarak belirtmiştir. Devamında ise söz konusu genel boşanma sebeplerine dayalı boşanma davasını daha ağır kusurlu eşin dahi açabileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak davalı, davacı eşten daha az kusurlu veya hiç kusuru bulunmaması halinde daha ağır kusurlu eş tarafından açılan boşanma davasına itiraz etme hakkına sahiptir. Bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmamalıdır. Yani artık temelinden sarsılmış bir evliliğin ortak hayatı sürdüremeyecek nitelikte olup da yine de eşler arasındaki kin duyguları, zarar verme, yeter ki diğer eşin istediği olmasın da ne olursa olsun gibi duygularla hareket edilmesi halinde mahkeme yine de boşanmaya karar verebilmektedir. Çünkü mahkeme söz konusu evlilik birliğinin devamında, davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı kanaatine varırsa boşanma davasının kabulüne karar verecektir

Demek oluyor ki kanun koyucu evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının açılması için öncelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olmasını aramaktadır. Ancak bu da boşanma davasının kabulü için yeterli değildir. Ayrıca taraflar bakımından ortak yaşamın da çekilmez hale gelmesi, eşiyle aynı ortamda sürekli olarak bulunmanın psikolojik açıdan diğer eşi yıpratıyor olması gerekmektedir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan davranışlara Yargıtay’ın baktığı boşanma davalarında vermiş olduğu kararlar ışığında birkaç örnek verecek olursak;

  • Eşlerin birbirlerinin kilosu, organları, görüntüsü ile alay etmesi, aşağılaması,
  • Eşine, eşinin ailesinden birine tükürmek,
  • Eşini başkalarıyla kıyaslama, eşinin kendisine olan saygısını kaybettirecek nitelikte ilk eşiyle, akrabalarıyla, iş arkadaşlarıyla vs ile kıyaslama yapması,
  • Eşlerin yatak odasında yaşamış olduklarını, evlilik sırlarını başkalarına anlatmaları,
  • Başkasıyla ilişkisi olduğu, bakire olmadığı vs konusunda dedikodu çıkarmak,
  • Eşinin yaptığı temizliği ve yemeği beğenmemek ve küçük düşürücü hakaretlerde bulunmak,
  • İktidarsızlıkla suçlamak,
  • Aldatmakla suçlamak,
  • Eşine hakaret etmek, eşine yapılan hakarete seyirci kalmak,
  • Evlilik birliği içindeki görevleri yerine getirmemek,
  • Başkasını sevdiğini söylemek, eşini sevmediğini söylemek, zorla evlendirildiğini söylemek,

sebeplerini sayabiliriz. Bu örnekleri çok daha fazla çoğaltabiliriz. Ancak önemli olan daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi bu durumların sadece gerçekleşmesi yeterli değil; bu ve buna benzer diğer olayların ayrıca birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin mevcut olması gerekmektedir.

Boşanma davası nerede ve nasıl açılır?

Boşanma davasını açmak isteyen eşlere öncelikle tavsiyemiz hukuki yardım alacakları bir avukat tayin etmeleridir. Zira açılan boşanma davaları ciddi takip gerektiren davalardır. En başta dava dilekçesinde bulunması zorunlu hususların bulunmaması davanın uzamasına veya davanın reddine sebep olabilmektedir. Davanın açılmış olması halinde taraflara tebliğ edilen yazılarda süreli işler mevcut olabilmektedir. Bu sürelerin kaçırılmış olması ciddi hak kayıplarına sebep olabilmektedir. Özellikle de boşanma davalarının en önemli kısmını oluşturan “ispat” ve “delil” hususları hukuki destek almayan taraflarca gözden kaçırılabilmekte ve eksik bırakılabilmektedir.

Boşanma davasında görevli mahkeme aile mahkemelerinin bulunduğu yerlerde bu mahkemeler, aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleridir. Boşanma davasında yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Dava açmak isteyen davacı eş, dava dilekçesiyle birlikte adliyede bulunan tevzi bürolarına başvurarak davasını açabilmektedir. Ancak dava açarken dava harcı ve masrafı için belli bir tutar mahkeme veznesine yatırılmaktadır.

Anlaşmalı boşanma davası nedir, nasıl açılır?

Anlaşmalı boşanma davası, genel boşanma sebebine dayanan boşanma davası türlerinden biridir. En az bir yıl sürmüş bir evliliğin mevcut olması ve eşlerin birlikte mahkemeye başvurarak boşanma talebinde bulunması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kabul edilmekte ve eşlerin boşanma talebi kabul edilmektedir. Bir eşin açmış olduğu davayı diğer eşin kabul etmiş olması halinde de evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebebiyle mahkeme boşanma kararı vermektedir. Anlaşmalı boşanma davasında tarafların bizzat mahkemede serbest iradelerini belirtmeleri gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanma çoğu zaman tek celse de sonlanan, çekişmeli boşanma davalarına göre çok hızlı biten boşanma davası biçimidir. Tarafların anlaşmalı boşanma davasını tercih etmelerinin en büyük sebebi aralarında artık geri dönüşü olmayan durumlar yaşanmış olması ve artık hayatlarında yeni başlangıçlara kapılarını açmak istemeleridir. Ancak boşanma kararı veren eşlere tavsiyemiz -özellikle de müşterek çocuğun bulunması halinde- daha sakin hareket etmeleri ve daha ayrıntılı düşünmeleridir.

Bize boşanma davası için gelen müvekkilleri öncelikle anlaşmalı boşanma yoluna teşvik etmekteyiz. Zira çekişmeli boşanma davasında süreç anlaşmalı boşanma davasına göre çok daha uzun sürmekte, daha ok masraf yapılmakta ve doğası gereği gizli tutulan özel yaşama dair bilgiler dava dosyasına sunulabilmekte haliyle taraflar daha çok yıpranmaktadır. Boşanmak için gelen müvekkillere çekişmeli boşanma davası olursa nelerle ve hangi süreçlerle karşılaşacağı, anlaşmalı boşanma olursa ne gibi hakları ve talepleri olabileceği, karşı tarafla anlaşma ihtimallerini ayrıntılı olarak görüşmekteyiz.

Anlaşmalı boşanma davasında tarafların boşanmanın sonuçları konusunda kendi aralarında anlaşmaları ve bu anlaşma hususlarını yazıya dökerek bir protokol hazırlamalıdır. Ancak bu protokol hazırlanırken hukuki destek alınması çok önemlidir. Zira söz konusu protokolde belirtilen hususların bir daha dava açılarak dahi düzeltilmesi imkanı yoktur. Şöyle ki; bazen boşanma sırasında herhangi bir geçim kaynağı olmayan kadın gurur meselesi yaparak yoksulluk nafakası veya tazminat talebinde bulunmamakta, anlaşmalı boşanma protokolüne bu konuda şart koymamaktadır. Ancak duygular dinginleşip, sular durulunca iş bulmanın, ev geçindirmenin zorluğu ile karşılaşan eş artık nafaka veya tazminat almak istese de bu artık mümkün olmayacaktır.

Taraflarca hazırlanan protokolde her hususta anlaşma sağlanmış olmalıdır. Tarafların maddi, manevi tazminat, yoksulluk nafakası gibi mali konularda ve varsa müşterek çocukların velayet hakkının hangi eşte kalacağı, velayeti almayan eşin çocukla şahsi ilişkisinin ne şekilde yürütüleceği konularında anlaşmaya varmaları gerekir.

Ancak yapılan bu protokolde tarafların sadece anlaşması da yetmez, hakimin de bu protokolü uygun bulması gerekmektedir. Yani kanun koyucu şunu düşünmektedir: Taraflardan biri belki de zorunluluktan protokoldeki fahiş noktaları kabul etmek zorunda kalmış olabilir. Bu nedenle söz konusu husus bakımından hakimin, tarafları da bizzat dinledikten sonra bu durumun aslında bir taraf bakımından kabul edilebilir bir durum olmadığını veya müşterek çocuklar bakımından korunması gereken hakların ihlal edildiği kanaatine varması halinde bu protokolü kabul etmeyebileceğini açıkça düzenlemiştir. Bu nedenle protokol hazırlanırken bu protokolün hakimin de denetiminden geçeceği hususu göz ardı edilmemelidir.

Sonuç olarak boşanma davası, davayı açmaya karar verme, davanın açılması ve yürütülmesi, dava sonlandıktan sonra dahi boşanma ilamı hükümlerinin uygulanması konularında birçok yönüyle teknik ve tarafların hukuki desteğe muhtaç olduğu bir süreçtir. Hak kayıplarının en aza indirilmesi, sürecin en ekonomik şekilde yürütülmesi için davanın açılmasında ve yürütülmesinde bir avukat desteği alınmasını tavsiye etmekteyiz.

Related Posts

Leave a Reply